Kent planlaması

Her zaman bu köşede ifade ederim.

Bir kent eğer şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına planlanamıyorsa ileri de ciddi sıkıntılar yaşanacaktır.

Yine her zaman bu köşede ifade ederim.

Belediyeler vatandaşların bir adım gerisinde gidiyor.

3-5 mahalle muhtarı “imar planı ile 2 kat müsaadeli olan mahallelerimizde yüzde 30 emsal arttırılarak 1 kat daha istiyoruz” diyerek belediye müracaat ediyor. Belediye meclisinde de iktidar ve muhalefet partileri yerel seçimlerde oy kaygısı yaşamamak için bu talebi kabul ediyor.

Yani, yolları ile sağlık alanları ile okulları ile parkları ile vs. nüfus projeksiyonuna göre imar planı yapılan bir yerde sosyal donatılar es geçilerek sadece konut alanlarında yüzde 30 emsal vererek nüfus arttırılmış oluyor.

Birileri de çıkıp da “Arkadaş, bahsi geçen mahallerde tüm alt ve üst yapılar 2 kat konuta göre planlandı. Eğer yüzde 30 emsal artışı yaparsan ileride bu bölgeler yaşanamaz hale gelir” diyemiyor.

Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen Büyükşehir Belediye Meclisi’nin olağanüstü toplantısında, Kepez İlçesi Baraj, Beşkonaklılar ve Göksu mahalleleri için bir kez daha emsal artışı yapıldığına şahit olduk.

Gerekçe; bahsi geçen mahalleri batısı 0,60 emsal, batısı ise 0,40 emsal olduğu için bu adaletsizlik ortadan kaldırılmış.

Bu emsal artışı da gazetelerde “Kepez’de 3 mahalleye emsal müjdesi” olarak yer aldı.

Yapılan açıklamada da “50 bin kişinin talebine duyarsız kalamadık” dendi.

Yani şu denmiş oldu: “Yerel yönetim olarak biz bir kez daha vatandaşın gerisinde olduğumuzu anladık ve onların talebini yerine getirdik.”

Bir yerler planlanırken, planlama bütünlüğü dikkate alınmıyor.

Kepez İlçesi’nde 3-5 mahallede emsali arttırarak nüfus yoğunluğu yarılması sadece o mahallelerle sınırlı kalmaz. O mahallelerde oluşacak nüfus kent merkezini de etkileyecek. Çünkü Antalya’nın yılda bir Burdur nüfusu kadar göç aldığını da düşünürsek eğer, o mahallerde oturacak olan kişiler kent merkezine gelmek için ya toplu taşımayı kullanacak ve orada bir yoğunluk yaratacak ya da arabası varsa, aracı ile kent merkezine geldiğinde trafik yoğunluğu yaratacak.

Kaldı ki, Antalya’nın 2025 yılına kadar konut ihtiyacı bile bulunmuyor.

Her zaman bu köşede ifade ederim.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, bir an önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan ve bugün yürürlükte olan 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’na uygun olarak 19 ilçeyi kapsayacak şekilde 1/25 ölçekli Çevre Düzeni Planı yapmalı. Bu plana uygun olarak da Nazım Plan ve ardından da Uygulama İmar Planı yapılmalı.

Bu şekilde de Antalya bütününde nerelerde yerleşim yerleri, nerelerde tarım alanları, nerelerde farklı fonksiyonların olacağı noktasal olarak belirlenmeli.

Yoksa 20 bin kişi, 50 bin kişinin emsal artış istemesi, ya da birilerinin tarım alanlarının imara açılması talepleri siyasi kaygılar doğrultusunda yerine getirildiği sürece gelecekte Antalya yaşanacak bir kent olmaktan çıkacaktır.

Dolayısı ile kentlerin planlanması vatandaşların talepleri doğrultusunda değil,  kentin genel ihtiyacı doğrultusunda bir bütün olarak şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararı kapsamında yerel yönetimler tarafından yapılmalıdır.

Yayın Tarihi
15.06.2016
Bu makale 1035 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!