Kent gündemi üzerine

Köşe yazılarımda önceliğim hep Antalya olmuştur.

Ancak gün geliyor kentin gündemi olmuyor, gün geliyor sanal gündemler oluşturuluyor, gün geliyor kentin gündemi yoğun oluyor. O zaman öncelik sıralaması değişebiliyor.

Bazı gündemler var ki, yazarken bile insan uzun uzun düşünmek zorunda kalabiliyor. Aynı Sultanahmet Meydanı’nda Alman turistlere yönelik gerçekleşen canlı bomba terörü gibi.

Konu öyle hassas ki, yanlış bir şey yazsan sade turizm sektörüne zarar bile verebilirsin.

İki gündür Sultanahmet olayını yazdım.

Dün Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun 32. Yıldönümüydü.

Kutlama yemeğine gittiğimde, cemiyetimizin eski başkanlarından meslek üstadım Erdoğan Kahya, benim iki gündür yazdığım köşe yazısını isteyerek yazmadığını ileri sürdü.

Doğrudur, çünkü dediğim gibi kuracağınız cümleyi iyi düşünmeniz gerekiyor. Onun için yaşanan terörün Türkiye’ye karşı mı yoksa Almanya’ya karşı mı yapıldığını net olarak ifade etmek mümkün olamıyor.

Bunun nedeni ise, birincisi Almanya turizmde ülkemizin en büyük pazarı. İkincisi ise Türkiye’nin müttefik ülkesi olmasıdır.

Turizmde zaten yaşanan bir Rus krizi varken, bir de Almanya krizinin oluşması sektörü bitirir.
Sonuç olarak, bazen isteyerek de olmasa bazı şeyleri zorlansak da yazmak zorunda olabiliyoruz.

Dediğim gibi, dün Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin kuruluşunun 32. Yıldönümüydü.

Ben Antalya basınında görev yapmaya başladığımda cemiyetin kuruluşu 2 yıl olmuştu. Demek ki aradan 30 yıl geçmiş.

O dönem ile gelinen noktayı karşılaştırmaya gerek bile yok, çünkü gelinen noktada Gazeteciler Cemiyeti çok gelişti, üye bakımından çoğaldı, STK olarak da önemli bir kurum haline geldi.

Cemiyetin bugünkü haline gelmesine emek veren herkesi kutlarım.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’de cemiyetimizin bir üyesi olduğundan dolayı, kendisi de onur konuğu olarak kuruluş yemeğine katıldı.

Yemekten önce de küçük çaplı bir de basın toplantısı türünde bir toplantı yapıldı.

Bu toplantıda Başkan Türel, yapacağı projelerini açıkladı.

Başkan Türel’e Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu’nun Lara Kent Parkı’nın ivedilikle belediyeye tahsis alınması yönünde açıklamasını hatırlattım.

Başkan Türel, Eşgüdüm Kurulu’nun geçmişte Lara Kent Parkı’nın belediyeye tahsis edilmesine karşı geldiklerini, şimdi ise belediye tahsis verilmesini talep etmelerinin sevindirici olduğunu söyledi.

Burada bir yanlış hatırlama olduğunu düşünüyorum.

Eşgüdüm Kurulu, 2004 yılından itibaren Lara kent Parkı’nın ranta kurban edilmemesi için Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesini hep önermiştir.

Başkan Türel, sivil toplum kuruluşlarının desteği olduğu takdirde Lara Kent Parkı’nın tahsis alınmasının gündemlerinde olacağını ve geçmişteki yargı sürecinde Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği karar üzerine hukuki süreci incelediklerini söyledi.

Başkan Türel’in bu açıklaması Antalya adına sevindirici olmuştur.

Bilindiği üzere birkaç gün önce bu köşede, Antalya’nın 3 hassas bölgesi olduğunu, bunun birincisinin Muratpaşa (Zeytinlik) Vakıf Çiftliği, ikincisinin Dokuma Fabrika Alanı ve üçüncüsünün Lara Kent Parkı olduğunu yazmıştım.

Muratpaşa (Zeytinlik) Vakıf Çiftliği’ne Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır’ın sahip çıktığını, Dokuma Fabrika Alanı’na Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün sahip çıktığını ve Lara kent Parkı’na da Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in sahip çıkması gerektiğini de yazmıştım.

Görünen o ki gelinen noktada, “Önceliğim her zaman Antalya’dır” diyen Başkan Türel, Lara Kent Parkı’na zaman içinde sahip çıkacağa benziyor.

Gelişmeleri de hep birlikte göreceğiz.