İğdiş Ediliyoruz

İlerlemeyi, doğal ve zorunlu bir süreç olarak tanımlar sosyal bilimler. Daha yüksek bir aşamaya, zorunlu olarak ilerlemektir şeklinde de pekiştirir üstelik.

Toplum bilimciler ise; Toplum da, doğa gibi zorunlu bir etkileşim, dolayısı ile değişim ve gelişim içerir der. Değişimin, toplumu oluşturan bireylerin çevresi ile olan etkileşiminden, gelişimin ise ancak öğrenme, anlama ve olgunlaşma ile mümkün olabileceğini ifade ederler.

Yine toplum bilimcilerin ortak saptaması; Geriye dönme çabaları boşunadır ve doğaya aykırıdır şeklindedir. Dolayısı ile ilerleme her zaman doğal, gerileme ise her zaman gariplik olarak değerlendirilmiştir.

Hatta “Osmanlıca” da bu durum “hilkat garibesi” olarak tanımlanmıştır.

Toplumsal gerileme de, bir çeşit bilinç garipliğidir. Aklı evveller !! tarafından niyetlenilip, organize olunup, bilgisiz dolayısı ile de bilinçsiz kalabalıklara dayatılan doğal olmayan bir süreçtir.

Geriye dönme çabaları boşunadır ve ilerlemenin hızlandırılmasına bir süre için engel olunabilir. Tam da şimdilerde içenden geçtiğimiz tarihsel süreçte olduğu gibi..

Felsefî olarak da şu şekilde ifade edilir ki.. İlerleme sürecinin genel yasası; Yadsımanın yadsınması dır ki; Yadsıma er geç yadsınır ve ilerlenir.

Ancak bunun için gerekli olan doğru bilgi ve doğru bilgiyi doğru analiz edebilecek bilincin oluşmasının önündeki baskı ve dayatmalara “çoktan kazanılmış haklardan” olduğundan izin vermemek.

İnsanın, insanlığın ilerlemesini, “şahsi menfaatlerince” belirlemek isteyenlere geçit vermemek.

Suyun yatağını değiştirmek isteyenlere dair uyanık, bilgili ve bilinçli olmak.

Sağlıcakla..