Gelecek Girişimcilikte

Global Girişimcilik Haftası 17-23 Kasımda 150 ülke ile birlikte ülkemizde de gerçekleşti. Endeavor Türkiye ve  Borsa İstanbul Özel Pazar’da Gong ile başlayan hafta tüm dünyada yapılan binlerce etkinlikle ekonomik refahta girişimciliğin önemine vurgu yaptı. Burada binlerce etkinlik derken “Girişimcilik” odağa alınarak refah, rekabet, işsizlik, inovasyon, başarmışlar üzerine kurgulu etkinlikler bütününden söz ediyorum.

Ekim ayının sonunda Dünya Ekonomik Forumu tarafından açıklanan Küresel Cinsiyet Raporunda Türkiye'nin durumu Türkiye için son beş yılın en kötüsü. Geçen sene 136 ülke arasında 120'nci olan Türkiye bu sene küresel cinsiyet uçurumu raporunda 5 sıra daha gerileyerek 125'nci oldu. Rapora göre, sağlık ve yaşam kategorisinde 1 tam puan üzerinden 0.953 puan alarak bu alanda neredeyse eşitsizliğin kapandığı Türkiye'de kadınların ekonomiye ve siyasete katılımı hala çok düşük. Kadınların eğitime katılımında ise Türkiye sadece 105'nci sırada yer aldı.

Eğriyi doğruya denk getirmedeki ustalığımızı hep bir avantaj olarak gören bendeniz bu raporun açıklanmasının ardından gerçekleştirilen Global Girişimcilik Haftasının; Girişimcilik ve kadın Girişimciliğini destekleyen önemli bir enstrüman olarak eğriyi doğruya denk getireceğini “biliyorum”.

Tırnak içinde biliyorum iddiasında olmak sahadaki çalışmalarımın bir sonucu zira TOBB Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu üyesi olarak ATSO çatısı altında bu organizasyonun yerel ortakları arasında ve ATSO öncülüğünde çalışmalar yapmaktayız.

Çalışmaların içindeki aktif bir katılımcı olarak Kadın Girişimciliği ile yaptığımız her çalışmada yollar DEF Küresel Cinsiyet Uçurumunda belirleyici olan cinsiyet eşitliği politikaları kavşağına çıkıyor. Bu kavşak AB ye üyelik sürecinde kadınlar lehine yapılan yasal düzenlemelerin topluma mal olmayışını da, sosyal devlet yaklaşımını da, eşitliği teşvik eden yasaların uygulanabilirliğindeki sorunları da bir ara ya topluyor.

Kavşaktan sağ salim kadınların ve ülkenin lehine dönebilecek miyiz? Zihniyetleri dönüştürebilecek miyiz? Bu iki kritik soru sahadan ve yaptığımız çalıştaylarla iyicine belirginleşiyor.

Kadının konumunu iyileştirmek adına yapılan çalışmaların hedeflerine ulaşabilmesi, yasal düzenlemelerin uygulanabilirliği bu çalışmaların muhatabı kadınlar tarafından anlaşılmasına bağlı olduğu gerçeğini de ortaya koyuyor. Bunun için kadınların bilinçlendirilmeleri, farkındalık yaratma çalışmalarına katılmaları için ortamlar hazırlanmalı ki, haklarını nasıl talep edeceklerini öğrenebilsinler. Zira salt bilmek de yeterli değil talep edebilecekleri cesareti kazanmaları bir o kadar önemli. Karşılaştığımız Kadınların, kendi yaşamlarını düzenleyecek, iyileştirecek temel haklarını “talep etmek” düşüncesine uzaklıkları ortak noktaları. Ve bundan daha da önemlisi haklarını talep etme noktasına geldiklerinde de kadının birey olarak araya sözcüler, gözcüler koymadan haklarını talep etme cesaretinden yoksunlukları var. Bu bakımdan sosyal devletin algılanması, istihdama katılabilmek için ev içi cinsiyet rollerinin düzenlenmesinde talep sahibi olmaları için zihniyet dönüşümünü sağlamak acil durum görünüyor. Zihniyet dönüşümü elbette tek taraflı değil. Kadınla birlikte Erkek ve dolayısıyla politika yapıcılar ve uygulayıcıları da kapsayan bir yaklaşımla ele alınması önem arzediyor.Var olan yasalar,uygulama da yer bulamadığından soyut kalıyor.Kadın girişimciliğini teşvik eden, destekleyen yasal düzenlemeler de ilk girişimciliğin gerçekleştirilmesi bakımdan zayıf kalıyor.

Girişimciliği özendirecek, kadını ev eksenli işlerinin dışına çekecek, zihniyet dönüşümü sağlayacak ortam makro ekonomik yapının güçlü olmasına sıkı sıkıya bağlı. Hemen eklemek isterim ki bu gücü yakalamanın bileşenlerini bilinçli müdahalelerle şekillendirebilecek ortamlar da hazırlamak göz ardı edilmemelidir. Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmelidir.

Seçimle gelinebilecek her yere kadın talebi yaratılmalıdır. Her kurum, kadın bakış açısına sahip uzmana sahip olmalıdır. Bu alanda eleman yetiştirilmelidir. Toplumun kadına bakışını ve kadını metalaştıran erkek egemen anlayışı değiştirmeye yönelik bir kültürel dönüşüm sağlanmalıdır. Bu amaçla, cinsiyet eşitliği konusunda kamuoyundaki farkındalık artırılmalı, cinsiyet rollerine ilişkin önyargıları değiştirecek düzenlemeler yapılmalı, eğitim ve iletişim faaliyetleri ile toplumun bilinç ve duyarlılığı geliştirilmelidir.

Bütün bu tespit ve talepler  Global Girişimcilik Haftasının öneminin altına kalın çizgiler atıyor. Son yıllarda gerek devlet eliyle gerek iş dünyasının sivil örgütleri marifetiyle, toplum girişimcilik iklimine tanış oldu. Özellikle gençler ve kadın bağlamında girişimciliği özendirirken Türkiye’nin girişimcilik için insanına önemli fırsatlar sunabilen bir ülke olmasına atıfta bulunuldu.

Türkiye’nin büyük ve gelişen bir pazar olması yatırımcı ve girişimci için uygun ekosistem bileşenlerinden. Ancak Sürdürülebilir bir girişimcilik ekosisteminin omurgasında eğitim olmalı. Bu önerme 24 Kasım öğretmenler gününe denk geldi. Öğretmenlerimizin gününü kutluyorum ve girişimcilik ekosisteminin eğitim bileşeninde ne kadar önem taşıdıklarını da bildiklerine eminim.

Yayın Tarihi
23.11.2014
Bu makale 3179 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!