''Gel, gel, ne olursan ol yine gel''

Ne demiş büyük düşünür Mevlana; “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.”

Ülkemiz aynı Mevlana’nın söylediği gibi konuma geldi. “Gel, gel, ne olursan ol yine gel.”

1980’li yıllarda başlayan turizm serüveni ile ülkemize dünyanın dört bir yanından yaklaşık 35 milyon turist gelmeye başladı. Bu rakam Antalya için 12 milyon civarında oldu.

Yıllara sair gelen turistlerin belli bir bölümü ise ülkemizde iş kurdu, ev aldı ve yerleştir.

Mevlana’nın dediği gibi gelen turistin ya da yerleşen turistin kafir mi, Mecusi mi olduğuna bakılmadı.

Zaten bunun önemi yoktu, herkesin inancı kendisineydi. Kaldı ki, başta Antalya olmak üzere ülkemizin birçok kenti çeşitli medeniyetlere ev sahipliği bile yapmıştı.

Turizm sektöründe de zaten insanın inancı önemli değildi, öyle de olması gerekiyordu.

Ben her zaman turizm sektörünü ihracat sektörü ile eşdeğerde tutarım. Çünkü her ikisi de katma değer yaratır, ülkenin ekonomisine ciddi katkısı olur.

Ancak, gün geldi, Mevlana’nın “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” sözü unutuldu ve alınan siyasi kararlarla özellikle Antalya turizminin en büyük iki büyük pazarından biri olan Rus pazarı ortadan kalktı.

Rus pazarına “üstüne para bile vereceğiz gel ne olursan ol yine gel” desek bile bir kere kriz yaşandı ve Rusya’nın yaptırımları ile bu mümkün gözükmüyor.

Bu ara yine Mevlana’nın “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” sözü farklı boyutlara dönüştü ve bir anda ülkemizde 3 milyona yakın Suriyeli mülteci geldi.

Sadece Antalya turizminden yıllık 12 milyar dolar gelir elde ederken, bir anda Suriye’den gelen mülteciler için bu sefer biz 3 milyar dolar bütçeden harcamaya başladık.

Mevlana’nın “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel” sözü öyle bereketliymiş ki, şuanda bile hala yeni mültecilerin sınır kapılarında beklediği söyleniyor.

3 milyon Suriyeli mülteciye harcanan 3 milyar dolar helal olsun. Çünkü gelenek ve göreneklerimizde zaten Türk Misafirperverliği yok mu?. Tanrı misafiri olana kapımız hep açık olmuştur.

Bakmayın siz Tarım Bakanımız Faruk Çelik’in ekmeğe 10 ile35 kuruş arasında yapılan zamma tepki gösterdiğine.

Aynı şekilde yurdum insanının elektrik başta olmak üzere birçok ürüne yapılan zamma tepki gösterdiklerine.

Bizim geleneğimizde misafirperverlik vardır. Bu misafirperverlik ister turizm sektörü ile 12 milyar dolar getiri sağlasın, ister Suriye’den gelen mülteciler ile 9 milyar dolar giderimiz olsun. Önemli olan Mevlana’nın dediği gibi “Gel, gel, ne olursan ol yine gel.” Yurdum insanı komşusu açken tok yatmaz. Zaten yıllardır kadar yapılan zamların hepsine çoktan alıştı. Ağzına vur lokmasını al sesi bile çıkmaz.

Dün Antalya’da önemli bir zirveye evsahipliği yapıldı.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini içeren MENA Bölgesi’ndeki 14 ülkenin 30 farklı şehrinden 250 seyahat acentesi, 20 büyükelçi, diplomat ve bürokrat ile 70 medya mensubundan oluşan heyet Antalya’ya geldi.

Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan, Bahreyn, Irak, Katar, Mısır, Filistin, Umman, Kuveyt, Cezayir, Fas ve Tunus’tan oluşan MENA ülkelerinden ülkemize yıllık 2 milyon 700 bin kişi geliyormuş. Antalya’ya gelen sayı ise 70 bin civarında.

MENA bölgesinden gelen heyet 9 Şubat Salı gününe kadar Antalya’nın tarihi ve turistik yerlerinin ziyaret edecek.

Rus krizine alternatif olur mu bilemem ama gördüğüm kadarı ile Mevlana gibi “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” MENA bölgesine kadar uzandığı belli.

 

Yayın Tarihi
05.02.2016
Bu makale 257 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!