Düşmanımın düşmanı dostumdur

Bu cümle iki negatif bir pozitif eder temeline dayanan bir olgudur.

Murphy kuralları gibi bir şeydir; kısmen ve bir yere kadar doğru bir önermedir.

Tarihsel olarak incelendiğinde ise ortadaki “ortak düşman” yok olunca, dostlar birbirini yer.

Tarihte bazı büyük devletlerde bunu hep gördük.

İran-Irak Savaşı sırasında Saddam Hüseyin’e destek veren ABD’nin, bir ‘canavar’ın doğuşuna nasıl katkıda bulunduğunu tüm dünya gördü.

Saddam ise bir buçuk milyon canın ölümüne yol açınca da onu yok eden yine ABD oldu.

Aslına bakarsanız, emperyalizmin bir politikasıdır bu. Düşmanınıza karşı canavarı yaratırsınız, ülkeler, şehirleri yerle bir edersiniz ve işiniz bittiğinde de yarattığınız canavarı da yok edersiniz. Ölenler ise öldüğü ile kalır. Çünkü devletler için insanlar sadece rakamdan ibarettir.

Türkiye 30 küsur yıldır PKK ve uzantısı PYD terör örgütü ile mücadele ediyor. PKK ve PYD’nin düşmanı İŞİD terör örgütü. İŞİD’in düşmanı Suriye yönetimi Esad.  Peki, Suriye yönetimine karşı olan kim?

Türkiye’nin İŞİD’e mühimmat ve silah desteği verdiği bugüne kadar hep iddia edildi. İddialarda hep reddedildi.

Ancak sonuçta gördük ki, ABD, Suriye’ye karşı İŞİD ile mücadele etmek için PYD ile işbirliği içine girip, üstlerini de ABD’ye açınca durum değişti.

Sonuçta, 20 Temmuz 2015'te Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısında 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.

Saldırıyı yapanların İŞİD olduğu açıklandı. Ölenler, halkın yüreğinde isimleri ile yer aldı, ancak devletin arşivlerinde sadece rakamdan ibaret kaldı.

10 Ekim 2015 Cumartesi günü Türkiye’nin dört bir tarafından insanlar “Emek, Barış ve Demokrasi” için Ankara’ya akın etti.

Tek düşünceleri ülkede barışın ve demokrasinin var olmasını haykırmaktı.

Valilik’ten izinli miting için de devlet toplanma yerini Tren Garı önünü belirledi, ancak 2,5 ay önce yaşanan Suruç’ta ki gibi bir olayın yaşanacağını düşünmedi ve güvenlik önlemini almadı. Önlem, mitingin yapılacağı Sıhhiye için alınmıştı. Bunu da bürokrat iken seçilmeden İçişleri Bakanı olan Selami Altınok açıkladı.

Sonuçta; ardı ardına patlayan 2 bomba ile 97 canın yok oldu, 186 kişi yaralandı ve 78 milyon insanımız kahroldu. Evlere ateş düştü.

Bu terör vahşetini de İŞİD’in yaptığı açıklandı. Zaten saldırı ve bomba düzeneği Suruç olayındaki ile aynıydı. Ölenler 78 yine devletin arşivlerinde sadece rakamdan ibaret olarak kalacaktır.

Sonuçta, düşmanımızın düşmanı geldi bizi vurdu.

 

ANTALYA MİTİNGİNDE GÜVENLİK

Dün Antalya’da terör lanetlendi.

“Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri” öncülüğünde DİSK, KESK, TMMOB, CHP, HDP ve STK, Antalya’da  “Acımız da büyük öfkemizde. Yastayız, isyandayız” mitingi gerçekleştirdi.

Toplanma yeri olarak Aydın Kanza Parkı’ydı. Park, polis tarafından demir bariyerleri ile çevrilmişti.

Gelen insanlar parka alınmadı, onun yerine parkın önünde toplu halde yürüyüşün başlamasını bekledi.

Güvenlik önlemi tartışmalıydı. Çünkü o kalabalığın arasına canlı bomba da girebilirdi.

Yürüyüş Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu.

Polis burada da meydanı demir bariyerlerle çevirdi. 4 ayrı giriş belirledi, ancak girişte trafik polislerinin yanı sıra asayiş ekiplerinden polisler vardı. Üstelik üst araması yapılmadı.

Burada da güvenlik önlemi tartışmalıydı. Çünkü miting alanına canlı bomba da girebilirdi.

Allah’tan mitinge katılanlar sağduyulu davrandı ve olaysız bir şekilde insanlar dağıldı.

 

Yayın Tarihi
12.10.2015
Bu makale 304 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!