Deniz ve koylar pislik içinde

Ülkemizde ve özellikle Antalya’da turizmde hızlı bir ilerleme kaydedildi.

Ağırlıklı olarak deniz-kum-güneş üçgeni üzerine kurulan Antalya turizmi için 12 milyon turist hedefi geçtiğimiz yıl yakalandı.

Bu yıl ise Rusya’da yaşanan ‘Ruble krizi’ yüzünden bir önceki yıla göre bu yıl yüzde 10-15 gibi bir gerileme yaşanıyor.

Antalya turizmi için nasıl cazibe merkezleri, kentin düzgün planlanması, tarihi ve ören yerlerinin bakımlı olması gerektiği vurgulanıyor ise denizin de temiz olması turizm adına çok önemli bir kıstas.

Deniz kirliliği denince akıllara genelde kıyılar geliyor.

Türkiye’nin denizlerini ve suyollarını koruma konusunda önemli bir rol üstlenen Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) gibi çeşitli STK’larda deniz temizliğine önem veriyor ve bu konuda temizlik etkinliği bile düzenliyorlar.

Antalya’da da aynı şekilde TURMEPA ve benzer STK’lar deniz temizliği konusunda imkânları doğrultusunda çalışıyor.

Büyükşehir Belediyesi, genelde gemilerden atılan/dökülen sintine üzerine çalışma yapıyor. Genellikle de ihbar üzerine sintine boşaltan gemilere yüklü miktarda idari para cezaları kesiliyor.

Geçtiğimiz Pazar günü, Uğur Böcekleri Doğa Sporları Grubu ile Kumluca İlçesi’ne bağlı Adrasan (Çavuşköy) Beldesi’ne giderek oradan yat turuna katıldım.

Antalya, deniz ve kıyılarının gerek doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel kaynakları, gerekse biyolojik çeşitliliği ve hem sualtı hem su üstü canlı ve cansız varlıkları açısından dünyanın en zengin kentlerinden biridir. Ancak, gördüm ki, bu zenginliğimizi ellerimizle yok ediyoruz.

Öyle güzel koylarımız, öyle güzel ve görülmesi gereken yerlerimiz var ki, ama dediğim gibi kıymetini bilmiyoruz.

Adrasan’dan başlayan Yat ile önce Fener Koyu, ardından da Sulu Ada’ya gittim.

Ancak, o muhteşem koylar ne yazı ki gemilerden atılan sintine yüzünden kir içindeydi. Özellikle poşet türü maddelerin haddi hesabı yoktu.

İnanın turizm adına gerçekten üzüldüm.

Yat kaptanları ile yaptığım görüşmede kirliliğin önlenmesi adına kimse kılını bile kıpırdatmıyormuş.

Bütünşehir Yasası ile Antalya’nın 640 kilometrelik sahil ve denizin temizliğinden birinci derece Büyükşehir Belediyesi sorumlu. Ancak görüyoruz ki, belediye bu konuda henüz bir adım atamamış.

Anladığım kadarı ile Sahil Güvenlik de her hangi bir ihbar olmadığı sürece hiçbir şey yapmıyor.

Dolayısı ile Antalya denizi ve koyları birileri tarafından çöplük alanı olarak görülmeye devam ediyor.

Tabi şunu da söylemek gerekiyor, kirliliğin oluşması sadece gemilerden dökülen sintine yüzünden olmuyor, Yat ve Yat Turu yapan teknelere binen yerli ve yabancı turistlerin attığı maddelerle de oluyor.

Onun için öncelikli olarak Yaüt turu yapan tekne sahipleri ve kaptanlar bu konuda eğitilmesi gerekiyor.

Bu yazımdan sonra belki birileri turizm kenti Antalya’nın en güzel koylarının da kirlenmemesi adına bir adım atar. 

Yayın Tarihi
22.06.2015
Bu makale 585 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!