Deniz Feneri

Bazı konular vardır ki, hem teknik açıdan hem de rant açıdan hassasiyet içerir. İyice araştırıp, neyin nasıl olduğunu anlamak gerekir.

Birkaç gündür Bababurun Deniz Feneri konusu bazı yerel gazetelerde yer aldı bazı konularda da bilgi kirliliği yaratıldı.

Deniz Feneri ile ilgili ilk gelişmeleri o dönem çalıştığım gazetede benim özel haberimdi. Resmi kurum alan olan fenerin bulunduğu parselin ticari alana dönüştürülmesi konusunda günlerce özel haber yapmışımdır. Ciddi mücadele etmişimdir.  

Körfez Gazetesi köşe yazarı İdris Özyol 16 Aralık 2015 tarihli köşesinde de “Rantçıların 2009’dan beri göz diktiği feneri o dönemde de Körfez gazetesi gündeme taşımıştı. O vakitler Körfez gazetesinde olan Abdullah Yalçın’ın ciddi emeği, haberleri, süreci ısrarla kovalaması sayesinde Baba Burnu Feneri kurtulmuştu” diye yazdı. Kendisine teşekkür ederim.

Bababurun Deniz Feneri, 7-8 yıl sonra tekrar gündeme Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun toplantısında geldi.

Talep, yine Bababurun Deniz Feneri’nin bulunduğu parselin Resmi Kurum Alanının Ticari Alana dönüştürülmesiydi. Ancak bu karar kabul görmedi ve bende Hürses Gazetesi’nde bir kez daha özel haber yapmıştım.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden ihale ile kiralanan Fener konusu öyle bir duruma geldi ki, siyasi baskılar arttıkça arttı ve sonuçta aynı komisyon, kısmi kullanım kararı aldı ve bunu da imar planlarına yansıttı.

Ne demek kısmi kullanım hakkı?

1. Derecede Doğal SİT Alanı’nda kalan ve Resmi Kurum Alanı içinde yer alan Deniz Feneri’nin korunması, yanında bulunan betonarme müştemilatın ise kullanılmasıdır.

Müştemilat çok eski yapı olduğu için ve imar planlarında da yer aldığından dolayı yıkılıp yenisi yapılıyor.

Bunu yapabilmek için bazı prosedürleri de uygulamak gerekiyor.

Öncelikli olarak Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu, imar planlarının askıya çıkarılması için Muratpaşa Belediyesi’ne gönderdi. 30 gün askıda kalan planlara askı süresi içinde itiraz edilmedi ve yasal hale geldi.

Haberlerde; Muratpaşa Belediyesi’nin üst yönetiminin haberi olmadığı da yer alıyordu.

Bu da doğru değil, çünkü imar planlarının askı tutanakları imardan sorunlu başkan yardımcısı tarafından imzalanır. Dolayısı ile üst yönetimin haberinin olmaması mümkün değil.

İmar Planları yasal hale gelince de Fenerin bulunduğu alandaki müştemilatı kullanacak olan firma öncelikli olarak belediyeden imar çapı istemiştir. Plan ve Proje Müdürlüğü de imar çapını uygulama imar planındaki yapılaşma kararına göre vermiştir. Verilmemiş olsaydı o zaman suç işlenmiş olunurdu.

Bu açıdan, Plan ve Proje Müdürü Burcu Özgün Bilgi bu yüzden görevden alınmamış, sadece Şehir Plancısı olarak A karnesi olmadığı için yerine A karnesi olan Şehir Plancısı Lale Aktürk Darıcı getirilmiştir. Dolayısı ile Bababurun Deniz Feneri konusunda Sayın Bilgi haksız yere suçlanmıştır.

Sonuç olarak, Bakanlar Kurulu’nun 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesi ile kurulan ve sınırsız yetkisi bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bünyesindeki Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu, Deniz Feneri’nin bulunduğu parseldeki müştemilatta cafe-restoran yapılması konusunda rantın önünü açmıştır.

6 yıl önce benim yaptığım mücadele Atı alan Üsküdar’ı geçmemesi içindi ve başarmıştık. Ama bu kez Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra feryat ediliyor ve bilgi kirliliği ile birlikte suçlu olarak Plan ve Proje eski Müdürü Burcu Özgün Bilgi gösterilerek haksızlık yapılıyor. Böyle bir şey olamaz. 

Yayın Tarihi
19.12.2015
Bu makale 476 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!