Çelenk Sıkıntısı

29 Ekim 1923'te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda (1921 Anayasası) yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan edilmiştir. Bir yıl sonra da Cumhuriyet Bayramı ilan edildi.

Cumhuriyet rejimi, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Devletin çağdaş cumhuriyet rejimi ile yönetilmesi ise, insanca yaşama anlamı taşır.

Bundan dolayı da ülkenin önemli bir kesimi Atatürk Cumhuriyeti’nin korunması ve ilelebet yaşatılması için Cumhuriyet Bayramlarını coşku ile yaşamak istiyor.

Ancak, Bakanlar Kurulu 16 Nisan 2012 tarihinde “Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği”nde değişiklik yaptıktan sonra her bayram özellikle Atatürk Anıtı’na çelenk koyma konusunda STK’lar ve vatandaşlar polislerle karşı karşıya getiriliyor.

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, siyasi partiler çelenklerini çelenk koyma töreni esnasında Atatürk Anıtı’na koyamıyor.

Yönetmelik tören esnasında sadece Valilik, Garnizon Komutanlığı ve belediyenin çelenklerinin konacağını ifade ediyor.

2012 yılında Bakanlar Kurulu protokolün arkasında sivillerin çenklerini koymasını içeren o tarihteki yönetmeliği neden değiştirme ihtiyacı duydu. Esas tartışılması gereken konu budur.

Daha geçtiğimiz hafta geçen yıl Cumhuriyet Bayramı çelenk koyma töreninde yaşanan arbeden dolayı bazı STK ve meslek odası başkanları, 3 yıl hapis ve meslekten men cezası ile cezalandırılması talebi ile yargılanmaya başladı.

Dün de benzer durum yaşandı. Bu kez Cumhuriyet Meydanı’na getirilen sivillerin çelenklerinin nerede bekletileceği de tartışmalara neden oldu.

Tamam, yönetmelik tören esnasında protokolün dışında çelenklerin Atatürk Anıtı’na konulmasını istemiyor ama alanın bir köşesinde çelenklerin bekletilmesi kimi rahatsız ediyor.

Devlet yönetimi eğer Cumhuriyet rejimi ile yapılıyor ise, o zaman o devlet vatandaşların insanca huzur, mutlu ve güvenli bir ortamda yaşamasını öncelikli olarak sağlamalıdır.

“Ben istemiyorum ve onun için yasaklıyorum” zihniyetini kim taşıyorsa Cumhuriyet rejimini istemiyor anlamı da taşır.

Terör yüzünden insanlar ölürken, evlere ateş düşerken, vatandaşların Cumhuriyeti ve bayramı coşkuyla kutlamasının engellenmesiyle uğraşılmasını da anlamakta zorlanıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir ve düşünce ve basın özgürlüklerin yeniden geleceği bir gün elbette olacaktır. Çünkü 92 yıllık Cumhuriyet öyle kolay kurulmadı.

Bu düşünce ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

Yayın Tarihi
30.10.2015
Bu makale 275 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!