Bürokrasi ve siyaset

Dün bu köşede “Bürokrasi ve Sahiller” başlığı ile yazdığım köşe yazısının hedefine ulaştığını görmek beni mutlu etti.

Özellikle ‘bürokrasi’ kelimesi bazı dostlarımız üzerinde etki yapmış.

Şunu herkes biliyor ki, ülkemizde bürokrasi her zaman siyasal rejim ile uyumsuz olmuştur.

Prof. Dr. Şenol Durgun’un İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin özel sayısındaki makalesinde “Türk kamu yönetiminde bürokratik siyaset” başlıklı makalesinde, “Siyasal rejim olan demokrasi ile bir yönetim kurumu olan bürokrasi arasında, uyumsuzluk olduğu zaman gerilimler yaşanmaktadır. Oysa ideal bir idari sistemde bürokrasi birincil amaç olarak siyasal kararları uygulamayı benimser. Siyasal normları veri olarak alır ve onlar üzerinde her hangi bir tartışmaya girmez” diye yorumlanmıştır.

Prof. Dr. Durgun bu makaleyi 2002 yılında yazmış. Yani AKP’nin iktidar olduğu döneme ait.

O dönemde bürokrasi siyasi kararları uygulamada ağır aksak davranırdı. Yani hantal bir bürokrasi vardı. Yıl 2016 ve görülüyor ki, ülkemizde hala ideal bir idari sistem (merkezi yönetim) oluşmamış. İdeal bir idare sistemin sadece yerel yönetimlerde var olduğunu görüyoruz.

Dün bu köşe yazmıştım; AKP yönetiminde ki Büyükşehir Belediyesi Konyaaltı Sahili’nin tahsisini talep ediyor, AKP hükümetinin yönetiminde ki Milli Emlak Genel Müdürlüğü ise “Sahilde ne gibi proje uygulayacaksanız vaziyet planını gönderin ve yeniden kiralama talebinizi değerlendirelim” diye cevap yazmıştı.

Bayındırlık ve İskân eski Bakanı Mustafa Demir, 2010 yılında yazışmaları geciktiren bakanlık bürokratlarını uyarmış ve kurumlar arasındaki yazışmaların süresinin uzatılmamasını istemişti.

Bürokraside ki hantal çalışma sadece kurumlar arası olmuyor, vatandaşlar açısından da aynı durum söz konusu oluyor.

Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak Antalya Valisi olduğu dönemde İl Koordinasyon toplantısında bürokratlara uyararak, “Vatandaşa zorluk yaşatmadan işlerini çözün. Yarın siz de sıradan vatandaş olacaksınız, emeklilikte çile çekmemek için bürokrasiyi azaltın” demişti.

Bürokrasi; verimsizlik, işlerin ağır yürümesi,  kuralcılık,  kırtasiyecilik,  sorumluluktan kaçma, yönetimde gizlilik, yetki devretmekte isteksizlik ve otoriteye aşırı bağlılık gibi, olumsuz davranış ve işlem olduğu için Prof. Dr. Durgun’un dediği gibi ideal bir idari sistemde bürokrasi birincil amaç olarak siyasal kararları uygulamayı benimsemesi mümkün olmuyor.

Bu da siyasal iktidarın seçmenlerine verdiği vaatleri yerine getirmesinde zaman kaybına neden oluyor.

Esas konumuza gelirsek, benim dün burada yazdığım “Bürokrasi ve sahiller” konusu da aynı şekilde.

Yaz sezonuna 3-4 ay kalmasına karşılık bir yılı aşkın süre talep edilen Konyaaltı Sahili tahsisi hala Büyükşehir Belediyesi’ne yapılmadı.

Lara Beach Park ile ilgili tahsisin 10 yıllığına yapılması uygun görüldü. Protokol aşamasına geldi. Ancak tahsiste tek şart, kıyı kanun ve yönetmelikte belirlenen 6 m2’lik büfe, soyunma kabinleri, tuvaletler vs. projenin uygulanması için yapılacak olan ihale öncesinde Lara Beach Park üzerinde var olan ve tamamı kaçak olan yapıların tamamının yıkılması.

Bu yıkılmaların ‘kamu gücü’ ile yapılması söyleniyor ama bu nasıl olacak bunun yanıtı şu an belli değil?

Dünde bu köşede ifade ettiğim gibi tahsisler zamanında yapılsaydı, vaziyet planları zamanında hazırlansaydı, bürokrasi de biraz esnek olsaydı Antalya’nın sahilleri turizm kentine yakışır şekilde zamanında hazır gelirdi.

 

 

 

 

Yayın Tarihi
12.01.2016
Bu makale 280 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!