Alacakaranlık

Ülkem alacakaranlığını yaşıyor. Alacakaranlıklar gün doğumundan az önce, gün batımından az sonraki atmosferik kozmik süreçlerdir malumumuz üzere.

Hem aydınlık hem karanlık,

Ne aydınlık ne karanlık..

Halbuki göz gözü görebilen durumlardır alacakaranlık.

-Görmek isteyene.!

Bahanedir efendim bahane..

Alacakaranlık

-Görmek istemeyene.!

Tam da ülkemin yaşadığı bu alacakaranlık sürecinde Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu  Mustafa Kemal Atatürk’ün 20 Ekim 1927 tarihinde söylemiş, bugün itibarı ile  güncel ve geçerliliğinden hiçbir şey kaybetmeyip, önemi daha da artan “Gençliğe Hitabesi’ni yeniden hatırlatmakta fayda vardır diye düşünmekteyim.

Mustafa Kemal Atatürk Gençliğe Hitabesinde;

“Ey Türk Gençliği”  der ve şöyle devam eder.

“Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir” şeklinde seslenerek, padişahlıktan, cumhuriyete, zorlu süreçler sonucunda evrilerek kazanılan ulus devlet niteliğinin oluşturduğu  cumhuriyetin genç bireylerine seslenişini sürdürmüştür ki.. tam da bugünü anlatmaktadır.

Şöyle devam eder Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî badhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girişmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!           

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Demiştir. Sanki bu günleri görmüş gibi.

Esasen görmek, bilmek üzredir.

Emperyalistlerin 1.paylaşım Savaşı’nın içinden, şehitlerimiz ile birlikte ümmeti, millet yaparak çıkaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hem hediyesi hem de emanetine,  malum emperyalistlerin, Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi dediği 3. paylaşım hamlelerine, ülkemde, hevesli ve taraftar olanlarını yani hainlerini  bulmuş, ihanet edip, ettirmektedir.

Tozu-dumana katıp, olmadı aba altından sopa göstererek, esasen gözün-gözü görebildiği alacakaranlıkta malumumuz üzere olan ve de biten, benim baktığım yerden tam da  budur.

Ülkemde, gaflet ve delâlet içinde bulunanlar ise; Pek tabidir ki.. masal anlatmaya devam etmektedir.

Sağlıcakla..

Yayın Tarihi
25.11.2015
Bu makale 2247 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!