Dünyanın ilgisini çekmek böyle bir şeymiş demek. Öğrenmenin yaşı yok. Milletçe öğreniyoruz. Kristof Kolomb' tan tam 314 yıl önce Amerika kıtasını Müslümanlar keşfetmiş. Sayın Cumhurbaşkanımız bizleri ve tüm dünyayı bu bilgiyle aydınlattılar. Eh öğrenmenin yaşı yok, öğrenmiş olduk. Küba’nın en yüksek tepesinde de o yıllarda cami inşa etmişler. Eyvallah, ne diye kel küm ediyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanından iyi mi bileceksiniz dünya insanları! hayret bir şey. Bir bildiği var ki iddia ediyor. Gündemde kalmayı başarabilen siyaset adamınız varsa siz de öne çıkaran. Şu dünya basını kıskançlığından çatır çatır çatladı kim ne derse desin. Bizim Rumeliler’de bir söylem vardır. “Yakamasan bile cızlat“ derler. Bu söylemde öyle oldu. Gündem bir süreliğine de olsun değişiverdi. Çok uzun sürmedi ama olsun iç yoktan iyidir. Madende göçük altında kalan emekçilerimizin hepsine henüz ulaşılamadı. Aklımdan bir an olsun çıkmıyor o insanlarımız. Neredeyse fosilleştiler. Oğlum yüzmede bilmezdi diye dövünen ananın acısını hangi haber dindirebilir . Dindirmek ne kelime yavaşlatabilir.Bu gün onun çocuğuna da ulaşılmış haberi geldi. Ahh kim ne derse desin, ateş düştüğü yeri yakıyor. Sabah oluyor, akşam oluyor. Gün devinip duruyor. Acılar harman olmada. Sevinçler, mutluluklar da.Buna kimileri kader, kimileri yazgı, kimileriyse yaşam demekte. Henüz ben bu düzene akıl erdirebilmiş değilim. Düzen üzerine de çok söylemler vardır ya hadi şimdilik geçelim.
Bu haberler ortalarda uçuşup, kaçışıp dururken benim de usuma ünlü şairimiz Orhan Veli Kanık’tan bir şiir takılıp duruyor. Sizlerle paylaşmazsam rahat edemeyeceğim değerli okurlarım. 1921’ lerde, toplu bir sünnet töreniyle sünnet edildikten sonra yazdığı geçmiş tarihlere. Anımsayacaksınız;
Ne atom bombası,
Ne Londra konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna
Umurunda mı dünya .
Dünya dönüyor, insanlar gelip gidiyor, bir yenilik tutkusu almış başını gidiyor. Bencileyin yeni diye bir şey yok .Tarih tekerrür (tekrar ) den ibaret derler ya çok doğru . Oyalanıp duruyoruz .