2005 yılında İstanbul Design Week ziyaretçisi olduğum zaman idw, bende iki yönlü bir etki alanı oluşturmuştu. Birincisi tasarımcı oğlumun tasarladığı ve üretilmiş ürünleri ile katılımcılar arasında olmasının yarattığı kişisel etkiydi. İkincisi şehirlerin binlerce yıllık kültürlerinin gelecek kurgusunda ne denli önemli olduğunu anlatan dilinin yarattığı etkiydi. Fuar alanı olarak seçilen eski Galata Köprüsüne ayak bastığım anda mekan;, yaratıcılığın başta Haliç olmak üzere tüm kente yayılma dinamizmini iliklerimde hissettirmişti.
İdw2014 bu kez Tepebaşı,Pera Beyoğlu’nda. Sergi alanı olarak seçilen Pera binlerce yıllık kültürün işlendiği dokusuyla; dünyanın yaratıcı çevrelerine yeniliğin kanallarını açacak ilhamın simgesi olarak sunulduğunu hissettirdi.
İstanbul’da bulunduğum zaman diliminde 2. Istanbul Tasarım Bieneline de denk geldim. Üst kavram’Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil’’ olarak belirlenmiş.
Bienal bir İKSV projesi ve İKSV İstanbul’u ‘’Hızlı bir dönüşümden geçen İstanbul, tasarıma ve tasarımın günlük hayatla ilişkisine dair alternatif düşünce üretmenin merkezlerinden biri. Dolayısıyla, dünyamızın yeni koşullarına cevap veren çeşitli tasarım fikirlerini buluşturacak bir bienal için ideal yer.’’ Olarak tanımlıyor.
Bu tanımın içinde yer alan alternative düşünce üretmeye vurgu; somut olmayan anında transfer edilebilen bilgiyle geleceğin değişeceğini bana algılattı. ‘’Tasarım gibi bir olgu’’ fırsat sayılarak Gelecek nedir? Sorusuna cevap aramak bu kışkırtıcı kavrama çok yakışmış doğrusu.
Bienal Galata Özel Rum İlköğretim Okulundaki söyleşilerle renkleniyor. Bu söyleşilerde anlıyorum ki: Gelecek için anahtar kelime, imalat değil,. Gelecek için kendini geçmişin üzerine inşa edip aynı zamanda onu yeniden yorumlayarak değişime önayak olan ve böylelikle süreç içinde her ikisini de değişime uğratan eylemler, hizmetler, nesneler, bilgiyle gelecek ve gelecek eskisi gibi olmayacak.
Pera, sonrasında 2.İstanbul Tasarım Bienaline ev sahipliği yapan Galata’dan eve dönerken bindiğim taksi ‘’bi’taksi’’ üyesi çıktı.
Gelecek için nerede bulunduğumuzu sorgulatan günün ardından çok manidar bir cevap aldığımı düşündüm doğrusu.. Gezegenin üzerinde parıldayarak dolaşıp duran değişimin dalgası elektronik ögeler, bir akıllı telefon, bir program, uygulayan bir taksi şoförü ile bana nerede olduğumuzu anlatıverdi…
Gelecek çalışanların beynindekilerle gelecek, elle tutulmayan, gözle görülmeyen sermayeyi harekete geçirecek ŞEY bir tasarımla başlayacak.
Bienal 14 Aralığa kadar devam edecek idw2014 dün bitti.
Geçen hafta Gelecek ile ilgili sorularımın cevabını İstanbul’da buldum. İyi Gelecek için en kritik stratejinin bilginin organizasyonundan başka bir şey olmadığını anlatan İstanbul gelecek nedir? Sorusuna farklı cevaplar verdi.. Gelecek eskisi gibi olmayacaksa yolu tasarımdan geçecek. İstanbul bunu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına ev sahipliği yapmış tek dünya kenti olarak geleceği de değiştirmek için tasarımın kalbi olmaya kolları sıvamış görünüyor.