Bayramlarımız yasa dönüşürken!

Ne yaman çelişki değil mi?

 

Yönetmekteki beceriksizlikler sürerken, acılarımız katmerleşmeye devam ediyor.

Cumhuriyetin kuruluşunun yeni bir yıldönümünün arifesinde yine ağıtlar selamlıyor bayram sevinçlerimizi.

Soma’da üç yüzün üzerindeki maden emekçisinin yürek yaraları kabuk bağlamadan bir yenisiyle,  Ermenek’le sarsılıyoruz.

Bu işin fıtratında var demek yeni bir maden faciasını önleyemiyor.

Sahi tüm dünyada hayli etkin bir iş kolu olan iş güvenlik uzmanlığından bizi yönetenlerin haberi var mı?

Güvenlik derken liderlerin etrafında çember oluşturan onları halktan soyurtlayan korumalardan söz etmiyorum.

Ya da iş merkezlerinin, belediyelerin, çeşitli kurumların, okulların girişindeki sadece caydırıcılık olsun diye sorumluluk verilen polis görünümlü insanları da anlatmak istemiyorum.

İş güvenlik uzmanlığı iş yerlerindeki tehlikeleri önlemek, olası iş kazalarına karşı tedbirler alan görevlilere verilen ad. Yani sivil savunma görevlilerinin çok daha profesyonelce olanı ve ciddi anlamda iş kazalarına göre eğitilmiş olanı.

Onların tek görevi çalışma ortamında pür dikkat gözlemler yapmak. Tehlikenin geleceği noktaları saptamak ve önlemler almak.

Çok sevdiğim dostlarımdan biriyle söyleştiğimizde buruk bir sesle:

“Güvenlik uzmanı olan kızımıza ülkemizde iş bulamadık. Çaresiz, Cezayir’de bulunan büyük bir firmanın iş uzmanı olarak o ülkeye gitti.” Dedi.

Cezayir bir Güney Afrika ülkesi!

Düşününüz; Türkiye nere, Cezayir nere?

Ne yazık ki kendi ülkesinde iş alanı bulamayan bir evladımız soluğu Afrikalarda alabiliyor.

O evladımız Manisa’nın Soma, Karaman’ın Ermenek ilçelerindeki maden ocaklarında iş güvenlik uzmanı olarak görev alsaydı; dün ve bugün yaşanan acılara dur denilebilinir miydi?

Halkımızın çok sevdiği ama buna rağmen işi rast gitmediği zaman adını fıtrat ya da kader koyduğu bir söz vardır:

“Tedbirini al sonra Allah’a havale et.”

Görevim sırasında sivil savunma uzmanlığının bir toplantısına katılmıştım.

Okullardaki güvenlik için özel yetiştirilmiş güvenlik elemanlarının giriş kapılarında konuşlandırılmasının önemi konuşulmuştu. Ancak tüm okul idarecilerinin önemli bir gerçeği vardı. O gerçek de sertifikalı bir güvenlik elemanının her ay ödenecek maaşı ve artı sigorta primleriydi. Sivil savunma uzmanı toplantıyı sona erdirirken önerilerimizi almıştı.

Tüm anlatılanlar önemli bir okul bütçesini gerektirdiği için ve ciddi bir sözün artık havanda su dövmek olacağını düşündüğüm için söyleyeceklerime kara mizahı kondurarak nokta koymuştum:

—Giriş kapısına ‘Allah korusun ya da Allah’a emanet tabelası asarız olur biter.’ Demiştim.

Türkiye’yi her daim yasa boğan ve bayramlarımızı kara bayrama dönüştüren iş kazaları için gerekli önlemler alınmadığı, iş güvenlik uzmanları görevlendirilmediği, iş yerlerinde ihmali görülen işverenler ve işletmeciler hakkında yasal caydırıcı hükümlere başvurulmadığı sürece Somalar, Ermenekler olmaya devam edecektir.

Siz işletmelerinize, iş yerlerinize, kurumlarınıza, konutlarınıza, motorlu motorsuz araçlarınıza istediğiniz büyüklükte uyarı levhalar hazırlasanız da, Allah korusun, Allah’a emanet yazıları yazsanız da, nazar boncukları takıp assanız da tedbir almadığınız sürece iş kazaları, faciaları yaşanmaya devam edecektir.

Bakınız ülkemiz olası bir deprem tehdidi altında… Her gün her bölgede sayısız irili ufaklı depremler kayıt ediyor sismograflar. Var mı bir ciddi tedbir? Herkes kulağının üzerine yatmaya devam ediyor. Hem halk hem de onu yönetme iradesine sahip olanlar birer sağır sultan…

Düne kadar Türkiye Cumhuriyetinin getirilerini tiye alan, ülkeye örülen demiryollarını görmezden gelen, üretimdeki devlete ait cumhuriyet dönemi kazanımı varlıkları işsizlik ve üretim ilişkilerindeki dengeyi gözetmeden özelleştirenlerin bugün burun kıvırdıkları cumhuriyet bayramının yıldönümünün coşkusunu bile ne yazık ki yaşatmaya güçleri yetmiyor.

Çünkü iş alanlarındaki emek sürekli olarak ölümle burun buruna kalıyor.

Çünkü yaşam alanlarının içindeki canlıların türü yok edilen doğa nedeniyle tükenmekle yüz yüze.

Çünkü mutluluğu ve huzuru arayan insanlarımızın büyük çoğunluğu anti depresyon ilaçlara sığınmış.

Siz istediğiniz kadar bin odalı saraylar yaparak egolarınızı içine sığdırmaya çalışın.

Bir ülkede sırf iş kazaları yüzünden ve terör musibeti nedeniyle bayramlarımızı yaşayamıyorsak “Yeni Türkiye” yolculuğu denilen yoldaki pusulada olağanüstü sapmalar var demektir.

Ey bu ülkeyi yönetiyorum diyenler!

Allah rızası için sizleri eleştirenleri ciddiye almaktan, yazdıklarına göz atmaktan korkmayınız! Hayatın içindeki yankıları yüreğinizin içinden duymaya çalışınız. Bir an olsa bile etrafınızı kuşatan şakşakçılardan, dalkavuklardan, günü kurtarmaya çalışmaktan başka hiçbir becerisi olmayanlardan uzaklaşınız.

  

Yayın Tarihi
30.10.2014
Bu makale 2777 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!