Oy Başımıza Başkanımıza Oy

Bugün sinemaya, hayır tiyatroya gidelim. Gelin isterseniz Hafız Burhan dinleyelim.

80 yıl önce köyde bunlar ne bilinir, ne konuşulur.

Akşamları bir tutam yanmakta olan çırayla, gidilecek yer komşu evi.

Çocuklar ev gezmesi yapmaz.

İlkokul 4.-5. Sınıfta okurken, babam çoğu zaman beni de götürür.

Olur a bir kitap bulunursa, bana okuturlar. Ayrıcalığım bundan geliyor. Kitap yoksa laflanır, ben de dinlerim. Konuların biri biter, biri açılır. Hele şeytan, yılan, askerlik anıları hiç bitmez.

O yılların yaşlıları Osmanlıda askerlik yapanlar, büyük çoğunluğu Anadolu köylüsü. İstanbul’dan ve azınlıklardan asker alınmaz.

Osmanlı döneminde her kuşak mutlak savaşmıştır.

Sultan için savaşta asker, “evlad-ı vatan”dır. Savaş biter, evlatlık biter. Ayırım başlar. “Köy kafası, kök çapacı” olur. Şalvarlıdır, pantolonlu da aşağılar.

Kentli duymamıştır, Mustafa Kemal’in sözünü.

Köyden yana dünyada ilk kuruluş Köy Enstitüleri.

 

Bilir misiniz, Köy Enstitülerinde dayak kesinlikle yasaktı. Genelge var, önce öğretmenlere okunur, sonra öğrencilere duyurulur.

Dayağın yasağı, Mustafa kemal’in sözünden gelmeli.

“Efendi”nin çocuğu ,dövülür mü?

Alışkanlık sürer. Baba çocuğunu döver, okulda öğretmen askerde komutan döver.

Bitmez, köylüyü karakolda jandarma, köyde ağanın adamları döver.

Ne zormuş köylü olmak?

Şimdi mahalle olduk, çilemiz biter mi dersiniz?

Bitmeyeceği, yürütmenin başından belli, işçiye saldırıyor.

Köylerden kentlere göç başladı, kentleri gecekondu kuşattı. Ucuz işçi deposu. Sorun arttı. Politikacılara malzememe çıktı. –cek, -cak” larla umut dağıttılar.

Acayip bir oluşum ortaya çıktı. Gelenler ne köylü kalabildi, ne kentli olabildi.

El etek öpmeye, boyun bükmeye alıştırıldı.

İmansızlar, köylünün iman gücüne güvendiler.

İl ve ilçe belediyelerine oy verdirdiler. Kazançlı çıktılar.

Aynı oyun Cumhurbaşkanlığı içinde sahnede.

Aday bulmada kurallara uyulmadı, demokrasinin lastiği patladı.YSK devam diyor.

10 Ağustos, hesaplı seçim. Sevr Sapağı.

Yürütmenin başı kendini kendi aday gösterdi.

Muhalefetin iki başkanı çatıya çıktı, Uzakbatıya baktılar, sinyal aldılar, dinibütün Ekmeleddin adayları oldu. Üçüncü, İmralı’nın adayı.

Ey millet, bu üç aday, oylarınıza sunulur.

Adayları sıraya alalım, boyasını vuralım.

Birincisi, mührü vermiyor, yürütmenin gücü elinde. Güvendiği dağlar var. İŞİD, Gazze, Açılım, sonu bölünme. Daha önce güvencesi, Pir-i-pak başkan adayı. Harama hile karışmasın diye pürüzleri temizliyor.

İkinci çatı adayını destekleyen parti beşti, on oldu, onbeş oldu. Sayıya vurursak, hepsi bir parti etmez.

Üçüncü aday, üç merkezden destek görüyor.

Üç dalda üç kuş ötüyor.

Tayyip mi Estağfurullah?

Ekmeleddin mi Neuzibillah?

Demirtaş mı Abdullah?

Hasılı, Hoşafın yağı yok.  

Yayın Tarihi
12.08.2014
Bu makale 6131 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!