Sahipsiz orman yangını

Yaz ayları geldiği zaman yüzde 90’ı insan hatası olmak üzere ormanlar yanmaya başlar. Bu sezonda ilk önemli orman yangınını Adrasan’da yaşadık.

Dün Konyaaltı Belediye Meclis toplantısını izlemeye gittiğimde toplantının sonuna doğru belediye binasının karşısında bulunan ve 1964 yılından beri mülkiyetten dolayı kadastro davası devam eden yaklaşık 100–150 dönüm arasında bulunan orman alanının yandığı haberi geldi.

Bir gazeteci olarak yapmam gerekeni yaptım ve bir anda kendimi ormanda çatır çatır yanan çam ağaçlarının 5 metre yakınında buldum.

Yine yapmam gereken olan fotoğraf çekme işini bitirip yangından da etkilenmemek adına ormandan çıktığımda bir kadının bağırarak geldiğini gördüm.

Kadın ağlayarak, “İçerde insanlar var. Evi yurdu olmayan insanlar orman içinde yaşıyor. Biz onlara zaman zaman yemek verirdik. Lütfen onları kurtarın” bağırmaya başladı.

Tabi kadının bu bağrışına o anda yanıt verecek yetkili yoktu, çünkü yangına ilk müdahale Belediyenin Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne ait olan ve parkları sulayan aracı ince bir hortumla (hortum yanan ağaçlara kadar uzanamadı bile) müdahale ediyordu.

Büyükşehir belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Konyaaltı İlçe sınırında olmasına karşılık itfaiye ekipleri de epey bir zaman sonra geldi. Akabinde de Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri gelerek yangına müdahale etmeye başladılar. Bunun yeterli olmayacağı anlaşılınca da uçak ve helikopterlerle havadan da söndürme çalışmalarına destek olundu.

Sonuçta 3-5 dönümlük bir orman alanı yanmış oldu.

Tabi içerde insan olduğu söylenmesi konusunda da konuyu önce Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e ardından da yangın yerine gelen Konyaaltı Kaymakamı İbrahim Keklik’e aktardım.

Yangından sonra polis orman alanının gezdi ancak, doğal olarak kimseyi de bulmadı.

Ancak, bir polis memuru o kişilerin uyuşturucu bağımlısı kişilerden oluştuğunu ileri sürerken, bazı belediye çalışanların ise bu orman alanının fuhuş yeri olduğunu iddia etti.

Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ne 200 metre, Konyaaltı Belediyesi’ne de 50 metre mesafede olan bir orman alanının bakımsız, kimin ne yaptığı bilinmeyen bir şekilde varlığını sürdürmesi bana göre önemli bir sorun.

İster uyuşturucu bağımlıları tarafından olsun, ister fuhuş için kullanılsın ne akaçla kullanılırsa kullanılsan, böyle bir yerdeki bir ormanın sahipsiz bırakılması Antalya’ya yakışmamıştır.

Başkan Böcek, bu orman alanının 1964 yılından beri özel mülkiyete konu kadastro davasının devam ettiğini söylemiş olsa bile bir şekilde bu tür kötü görüntü içeren bir yerin en azından orman ya da belediye tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Eğer dün sadece 3-5 dönüm çam ağacı yandıysa, yarın ormanın tamamen yanmayacağını kimse garanti edemez.

Aynı olay Lara kent parkı içinde geçerlidir.

Bu tür yerler Kent Parkı adı altında bir şekilde değerlendirilmeli ve başıboşluktan kurtarılmalıdır.
Allah korusun dünkü 40 derece hava sıcaklığının yanı sıra bir de rüzgar olmuş olsaydı bugün bir faciadan bahsetmiş olacaktık. Bu facianın içinde de belki Konyaaltı Belediyesi hizmet binası da yer alabilecekti.

Dolayısı ile ister yerel yönetimler olsun ister kamu kurum ve kuruluşlar olsun kim olursa olsun, kentin turizm merkezinin dibinde bu tür yerleri başı boş bırakılmaması gerekir.