Devrim Kök, Akaydın, Baykal

Seçim biter bitmez CHP’de eleştiri okları yaylarından çıkıp hedeflere doğru birer birer salınmaya başlandı.

Belirli mevzilerde üstlenmiş olanlar seçimin sonucunu bekliyordu.

Seçim CHP için başarı ile noktalansaydı şu anda atış serbest diyerek belirli hedefleri bombardımana tutanlar ağzını bile açamazdı.

Bana göre başarısızlıkla noktalanan bu yenilginin sorumlularını şu an görevde olanlarda aramak ve olanca suçu bu insanların üzerine yıkmaya çalışmak ne eleştirene ne de eleştirilenlere sözde kişisel kazançtan öte herhangi bir şey kazandırmayacaktır.

Neden kişisel kazanç sözünü kullandım çok basit açıklayayım.

CHP’de her dönem bir koltuk kavgası vardır.

Bu kavga kutsal ve büyük idealler uğruna değil, bireysel kazançlar ve hırslar adına yapılmaktadır.

“Küçük olsun benim” olsun anlayışının en büyük savunucuları bugün için silahlarını çekmiş konuşuyorlar.

Oysa partiye bu anlayışı hakim kılan ve gençlere bu konuda kötü örnek olan onlar değil midir?

Şimdi Antalya CHP örgütü içerisinde yine belirli guruplar sorunun esasına inmeden birbirlerini eleştiriyor.

Bu örgütün en büyük sorunu ilkesizlik ve ideal yoksunluğudur.

Bu beraberinde sevgisizliği ve seviyesizliği tetikleyerek bir çığ gibi büyüyüp Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu koskoca partiyi küçültüyor.

Seçimin hezimetle sonuçlanmasının birçok sebebi vardır.

Cemaatle yakınlaşmadan tutun da yanlış aday tercihlerine, önseçim yapılmamasına, CHP örgütünün birçok yerde yeteri donanıma sahip olmaması ve yönetim kademelerindekilerin yetersizliği ve tembelliğine kadar.

Ben bu seçim sürecinde beş tane il başkanı yardımcısı tanıdım??

Partiyi daha iyi tanımama yardımcı oldular, hayallerimi yıktılar.

Şu anda CHP Antalya il örgütünü veya ilçe örgütlerini eleştirmeye kalksak Baykalcı damgası yeriz.

İl ve ilçe örgütlerini savunsak “Devrim Kökcü” ya da “Akaydıncı” oluruz.

Kimse oturup sağduyulu bir teşhiste bulunalım demiyor, tek yapılan birbirini suçlamak.

Taban desen parsa peşinde Büyükşehir’in kaybedilmesinin acısı yavaş yavaş anlaşılacak.

Birçok eve işsizliğin ve sürgünün ateşi düştü bile.

Şimdi kazanılan belediyelere hücum başlayacak diyemiyorum, başladı bile.

İşten atılanlara, sürgüne yollananlara kimse sen Baykalcı mısın, Akaydıncı mısın diye sormuyor.

CHP’NİN ORTAK DEĞERLERİ OLMALI

CHP’li oldukları için bu uygulamaya tabi oluyorlar.

O zaman demek ki bizim CHP’li olmak gibi bir ortak sorunumuz var.

CHP’li diye işten atılıyoruz ama CHP’li olarak birlik içerisinde davranamıyoruz.

Ne büyük bir aptallıktır bu durum, hiç düşündünüz mü?

Sağ partilerde lidere bağlılık ve itaat vardır, sol partilerde ise bilhassa CHP’de her gelen genel başkanın hemen muhalefeti oluşur.

Asla parti toplu bir şekilde bir genel başkanın arkasında durmaz.

Bu sorunu aşamıyorsak, ortak noktalarımız olacak.

Partide önseçimi mutlak kılacağız, seçilenlere itaat edeceğiz ve çok çalışacağız.

Seçilenler başarılı oldukları sürece destekleyeceğiz, kim başarısız oldu hiç beklemeden istifa edecek.

Bu kadar basit bir şekilde ele aldığım önerileri bile uygulasak bu parti şu anki durumundan daha farklı olurdu.

Bunu bile yapamıyoruz kendimizden vazgeçmesini, benliğimizi, hırslarımızı ortak idealler uğruna birleştirmediğimiz sürece daha çok üzüleceğiz, daha çok kaybedeceğiz diye düşünüyorum.