“Boğaçayı Boğaçayı gibi kalsın”

Geçtiğimiz hafta içinde Antalya’nın gündemlerinin neler olabileceği konusunu yazmıştım.
Yazdığım konuların neredeyse tamamı görsel anlamda göze hoş geldiğini, ancak kentin dokusuna ve doğasına uygun olamayabileceğini de vurgulamıştım.
Bu konuların arasında da genelde yoğun yağışlardan sonra oluşan taşkınlarla gündeme gelen Boğaçayı konusuydu.
1999 yılında DSİ Bölge Müdürlüğü, Boğaçayı için bir fizibilite çalışması yapmıştı. Bu çalışma esnasında da Boğaçayı’nda Yat Limanı olabilir mi? üzerinde durulmuştu ve bu düşünce de uygun görülmemişti.
300 metre olan sedde genişliği ise 260 metreye düşürülmüş, Boğaçayı’nın iki tarafından da 20’şer metre yeşil bant ayılmıştı.
Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek de bu denize yakın tarafta bu yeşil bant üzerinde ki yapıları yıkmıştı.  
Yıllar boyunca Boğaçayı turizm ile uğraşanların ya da deniz ile ilgili kişilerin ilgi duyduğu bir bölge oldu.
Deniz Ticaret Odası (DTO) da 6 -7 yıl önce tüm nehir ve çaylarla ile ilgili bir proje çalışması başlatmıştı. Bunların arasında Boğaçayı da vardı.
Antalya büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de hem 2009 hem de 2014 yerel seçim kampanyasında Boğaçayı’na ‘Venedik usulü’ bir proje uygulayacağını açıklamıştı.
Tüm bu projeler yapılan toplantılarda eleştirilmiş ve en önemlisi Boğaçayı’nda yeterli su olmadığı için deniz suyunun girmesi için kot düşüklüğü önerisi ise bölgenin doğal kaynaklarına ve çevresine ciddi zararların verilebileceği kaygısı vurgulanmıştı.
Benim de üyesi bulunduğum Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu, Boğaçayı gibi bir çok akarsu ve derelerin kent makro formu içerisinde öneminin ortaya konması ve kamuoyuna da doğru bilgi aktarma adına bir toplantı düzenledi.
Toplantıya, AÜ Mühendislik Fakültesi’nden, DSİ’den, Konyaaltı Belediyesi’nden ve TMMOB’a bağlı meslek odası temsilcileri katıldı.
Bu toplantıya katılan tüm katılımcıların ortak düşüncesi “Boğaçayı Boğaçayı gibi kalsın. Sadece dalgakıran yapılsın” oldu.
Zaten Boğaçayı’nın Boğaçayı gibi kalması için 6 yıl önce Danıştay’ın bir kararı da var.
Nasıl denize yakın bölgeler turizm merkezi olarak karar altına alınabiliyorsa, Bakanlar Kurulu, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 3. Maddesi’ne göre, 19 Nisan 2007 tarih ve 2007/12050 sayılı kararı ile Boğaçayı, Çandır Çayı ve Göksu Çayı’nın bulunduğu yaklaşık 1556 hektarlık alan Turizm Merkezi ilan etmişti
Ancak. “Antalya Boğaçayı-Çandır Çayı ve Göksu Çayı Turizm Merkezi” kararının iptali için Antalya Barosu, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Elektrik Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası birlikte Danıştay’a dava açmıştı.
Danıştay 6. Dairesi 2008 yılında Bakanlar Kurulu’nun Boğaçayı ile ilgili turizm merkezi kararını temyiz yolu kapalı olmak üzere iptal etmişti.
Danıştay verdi bu karar için “Arkadaş, sen kentsel rant uğruna doğal kaynakları yok edemezsin” diyerek son noktayı koymuştur.
Dolayısı ile bundan sonra Boğaçayı ile ilgili her kim bir tasarruf kullanmak isterse, yukarıda verdiğim bilgileri dikkate almasında yarar görüyorum.

Yayın Tarihi
13.04.2014
Bu makale 3554 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!