Adayların malvarlığı

Yerel seçimlere 6 gün gibi kısa bir süre kaldı.

Seçim kampanyaları; 17 Aralık ve engellenen 25 Aralık operasyonlarının devamı olarak yolsuzluk, rüşvet iddiaları, evlerden çıkan paralar ve kasalar derken, genel seçim havalarında geçti.

Belediye başkan adayları bile artık kendi projelerini, ya katıldıkları STK toplantılarında ya da billboardlara verdikleri ilan ile duyurmaya çalışıyor.

Çalışıyor diyorum, çünkü herkes biliyor ki, 30 Mart yerel seçimleri sıradan bir belediye başkan ve meclis üyesi seçmek için yapılmıyor ve bunu bilen adaylarda ürettiklerini iddia ettikleri projelere halka duyurmak için kendini zorlamıyor.

Bu seçim özellikle yolsuzluk, rüşvet iddiaları, evlerde bulunan paralar ve para kasaları açısından büyük önem kazanıyor.

Dikkat etmişsinizdir muhakkak, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları hep ranta yönelik imar uygulamalarından kaynaklanıyor.

Kamu yararı, planlama esasları ve şehircilik ilkeleri kavramları kapsamında “yerinde yönetim ilkesi” diye bir ilke son 10 yıldır neredeyse kalmadı.

Genel yönetim/iktidar, ya kabine kararı ile ya da KHK’lerile yerel yönetimlerinin özellikle imar planı yapma ve yaptırma yetkilerini TOKİ, ÖİB ve bazı bakanlıklara verince kentlerde belediyelerin asli görevleri olan imar planlarını da bu yetkilendirilmiş rantı düşünceyle aşılanmış bakanlıkların bürokratları masa başında kişiye özgü rant sağlayarak yapmaya başladı.

Hoş, yerel yönetimlerin elinden bu tür yetkiler alındığında da hiçbir belediye başkanı “Arkadaş sen ne yapıyorsun, kentin şehri emini benim ve kamu yararını, planlama esaslarını ve şehircilik ilkelerini düşünerek bu kentin sağlıklı gelişimi adına planları belediye yapar ve seçilmiş meclis üyeleri de değerlendirir. Sen kim oluyorsun da Ankara’da masa başında bizim işimize karışıyorsun?” diye soramadı.

Dolayısı ile kentlerde ranta yönelik imar planları hem yerel yönetimler hem de yetkilendirilen bakanlıklar tarafından yapılıyor.

İşte bu aşamada kritik görevlere atanmış ve seçilmişlerin malvarlıkları da önem kazanıyor.

Bundan dolayı da 6 gün sonra madem yerel yönetim seçimi yapılacak ve seçmenlerde bu seçimde belediye başkanı ve belediye meclis üyesi seçecek, o zaman tüm adayların öncelikli olarak kamuoyuna projelerinden çok şu anki mal varlıklarını açıklamalıdır.

Malvarlığını da 2009 yılında yapılan yerel seçimler öncesi olduğu gibi bu seçim öncesi de ilk açıklayan kişi Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Prof. Dr. Mustafa Akaydın olmuştur.

Akaydın’dan sonra malvarlığını açıklayan aday 6 gün içinde çıkar mı bilmiyorum ama ülkemizde son yaşanan yolsuzluk, rüşvet iddiaları, evlerde ayakkabı kutularında çıkan paralar, para kasaları seçmenleri etkilemiştir.

Dolayısı ile bir belediye başkanı ya da meclis üyesi hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiası ortaya atıldığında açıklanan malvarlığı önem kazanır.

Ayrıca, seçim kampanyasında milyonlarca lira masraf yapılıyor. Adaylar bunu hangi parayla yapıyor?. Kamuoyu bunu da öğrenmelidir.

Yoksa seçim kampanyasında yapılan masrafların karşılığı hiçbir zaman belediye başkanlık maaşı ile telafi edilemez.

Yayın Tarihi
23.03.2014
Bu makale 2920 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!